Hoşgeldiniz Canlar...
   
  Ardahan Alevî Kızılbaşlar
  Hattuşa'larda Alevilik
 


 

Girdim adem donuna, kim ne bilsin sırrımı,
Ben Naci KAVMinde ta ezelden var idim
-Kul Nesimî- 17.yy

Anadolu-Mezopotamya’nın İ.Ö 3.cü bin yazıtları ve Tevrat’ta adı geçen ilk halkı Het Oğulları denilen Hatti-Luviler’dir. Hatti-Luviler (Aleviler) “Güneş Kültü”nden kaynaklı evrensel düşünceye sahip aydınlanmacı bir halktır.

Vatanları Anadolu’yu “yetmiş iki millete bir nazarla bakan” ırklar üstü bir anlayışla tanrının yurdu anlamında Hüda Ali’nin ülkesi -Hatti Ülkesi (KUR URU HATTİ) adıyla , halkını da herhangi bir ırk kaygısı taşımayan “Tanrının Halkı” adıyla bütünleştirmiş, devletin egemenliği ve inançsal kimliği sancak ve bayraklarındaki kanatlı güneş kursuyla sembolize edilmiştir. Hititler de aynı halkın devamı olup çeşitli kaynaklarda iddia edildiği gibi Anadolu’ya dışarıdan gelmemişlerdir.Hititler ilk başkentleri olan Kayseri Neşa Şehri’nden ve bayrakları güneşten kaynaklı olarak kendilerini “Nesaumnili” sıfatıyla tanımladıklarından günümüz Alevileri de Neşa’lı halk anlamında “Guruh-u Naci” sıfatıyla anılmaktadır.Hititlerin ilk başkenti Kaniş Pa, günümüzde Kanispi adlı yerleşmelerle anılmaktadır. Naci formuna giren nesu terimi ise sembolü aslan olan güneşi karşıladığından Hatti-Alevi Halkı “Güneş veya Işık Halkı” sanıyla anılmaktadır. Bu halk Bektaşi tarzı on iki dilimli külahlar takmış,bağlama, tar, gitar eşliğindeki dini törenlerde kurban kesip semah dönmüştür. Törenlerinde kutsal şarap veya bira türü içkiler içilmiş, saki, aşçı, sofracı, delilci,yer gösteren asa adamı, köçek ,koruma görevlileri, müzisyen ve semazenlerden oluşan görevliler yer almıştır.Kral ve kraliçenin rahip sıfatıyla yönettiği törenler, günümüz Bektaşi-Alevi Ayin-i Cemleri’nden farksızdır.Hatti veya Hititlerde Ayin-i Cem olgusunun varlığı Hattuşa-Yazılıkaya, Alacahöyük ve Kargamış Kenti eserleriyle belgelenmiştir. 

Hattiler’den günümüze dek belgeleriyle kanıtlanmış oluşumunu sürdürerek yaşayan Alevi-Bektaşi kültürü, yayılmacı dinlerle başlayan işgal süreçlerinde tüm içerikleriyle ele geçirilmiş, zaman içinde yerli halkın inançlarındaki tanrı ve mitoslarından yararlanan işgal güçleri yerel kültleri ve kültsel kimlikleri örten, karartan ve yeni donlara uyarlayan asimilasyon politikalarıyla “Anadolu Aydınlanması” nı kesintiye uğratmışlardır.

Hacı Bektaş-ı Veli, Abdal Musa, Kadıncık Ana ile bir çok makam türbeleriyle anılan Sarı Saltuk, Yunus ve Karacaoğlan gibi mistik kişilerle ilişkili menkıbelerle birlikte, Sarı Saltuk, Hz Ali ve Hiristiyan bazı azizlerin ejderha öldürme mitoslarının “Hatti Ülkesinin Teşu Ba. veya Taru Baba adlı Fırtına Tanrısı”ndan kaynaklandığı, Aleviliğin cansız duvar yürüten Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’si ile yılanı kamçı yapıp aslan yürüten Karacaahmet motiflerinin bu işlevlerle ilgili Hatti/Hitit Luvi tanrılarından güncellendiği tarafımızdan açığa çıkartılmış , Diyanetin bir hurafeler bütünü olarak tanımladığı bu kültün gerçekte Aleviliğe ve insanlığa saygınlık kazandıran evrensel boyutta kültürel değerlerleriyle geçmiş ve yaşayan bir çok dine esin kaynağı olduğu anlaşılmıştır.


Kemal SOYER
Kültür Bakanlığı Emekli Genel Müdürü
 


 
  Bugün 4 ziyaretçi  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol